Afetlerin çoğu öngörülemeyen ve ani bir şekilde meydana gelir. Bu nedenle genellikle binlerce insanın önemli kayıplar yaşaması ve sonrasında ciddi sosyal ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmasıyla sonuçlanır. Depremler, seller, kasırgalar, hortumlar, orman yangınları ve tsunamiler gibi afetler, kişilerin yaşamında büyük hasara neden olabilir. Travmatik olaylar, kayıp yaşayan kişinin hem benlik algısının hem de dünya algısının bütünlüğüne zarar verir.
Doğal afetlerin ardından, bireyler yaşadıkları kayıplar ve travmalarla başa çıkmaya çalışırlar. Yas, afet sonrasında yaşanan başa çıkma mekanizmalarından bir tanesidir. Afet sonrasında yaşanan kayıplar ardından tutulan yas normal ancak üzücü bir süreç olarak değerlendirilir. Yas sürecinde yaşanan yoğun duygular, yas tutan kişinin kayıplarıyla vedalaşma süreci olarak kabul edilir. Yas her bir bireyin birbirinden farklı ve kendine özgü olarak yaşadığı bir süreçtir. Ancak, herkes için ortak olan bazı yas aşamaları vardır. Bu aşamalar; inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenmedir.
İnkar
Yasın bu ilk aşaması, yaşanan ani, beklenmedik ve büyük acıya rağmen kişinin hayatına devam edebilmesine yardımcı olur. Bu aşamada şok ve inkar yaşayan kişi hayatın anlamını kaybeder, dış dünyaya karşı duyarsızlaşır, yaşamına nasıl devam edeceğini ve neden devam etmesi gerektiğini sorgulamaya başlar, gününü geçirmenin bir yolunu bulmaya çalışır. Yaşanılan kaybın gerçekliği kabul edilmez, kaybedilen kişi her an çıkıp gelecekmiş gibi hissedilir. İnkar, ağır ve yoğun olan yas duygularının daha yavaş sürece yayılarak yaşanmasına yardımcı olur. Bu aşamada kaybın gerçekliği ruh sağlığının kaldıramayacağı kadar ağır olduğu için, benlik kendini korumak için kaybı kabullenmez. Ancak zaman geçtikçe, inkar edilen tüm duygular yüzeye çıkmaya başlar.
Öfke
Kişinin iyileşmesi için öfke hissetmesine ihtiyacı vardır. Öfkenin ortaya çıkmasına ve hissedilmesine izin verildiğinde etkisi giderek azalır ve kişi iyileşmeye yaklaşmaya başlar. Öfkenin altında kişinin hayal kırıklığı ve acısı yatmaktadır. Öfke, kişinin yaşadığı kayıptan dolayı ortaya çıkan boşluğu geçici bir süreliğine de olsa doldurur. Yas, başlangıçta kişinin kendini kaybolmuş hissetmesine ve çevresi ile bağlantısını kaybetmesine neden olur. Sonrasında aniden ortaya çıkan ve ötekine yönlendirilen öfke, dış dünya ile kişi arasındaki kaybolmuş bağın yeniden kurulmasını sağlar. Bu aşamada öfkeyi bastırmamak oldukça kritik bir öneme sahiptir. Öfke, kaybedilen kişiye duyulan sevginin yoğunluğunun sembolik bir ifadesidir. Öfke, kişinin en yakınındakilere karşı çıkabileceği gibi cenazeye gelen tanımadığı birine karşı ya da içinde yaşanılan topluma karşı çeşitli farklı formlarda ortaya çıkabilir.
Pazarlık
Travmanın üçüncü aşaması pazarlıktır. İnkar ve öfke aşamaları geçtikten sonra, bu aşamada travmaya bağlı gerçek duygular ortaya çıkmaya başlar. Ortaya çıkan suçluluk gibi hisler oldukça yoğun ve ağır olabilir. Bu aşamada kişi kaybettiği veya başına gelen şeyin gerçekliği ile yüzleşmeye başlar. Yüzleşilen gerçeğin yarattığı ağır duyguları kontrol altında tutabilmek için bu aşamada pazarlık başlar. Pazarlık çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Örneğin, depremde evini kaybetmiş birinin "Yeterince dua edersem, yarın uyandığımda deprem olmamış ve evim yıkılmamış olur" şeklinde düşünmesi bir pazarlık olarak değerlendirilebilir.
Depresyon
Travma sonrası yasın, pazarlıktan sonraki aşaması depresyondur. Diğer dikkat dağıtıcı duyguların ortadan kalkması ile birlikte, kaybın ağırlığı ve yaşanan acı, travma geçirmiş olan kişide depresyonun ortaya çıkmasına neden olur. Depresyonun çeşitli belirtileri vardır.
Bunlar:
Hüzün, umutsuzluk, boşluk hisleri
Enerji eksikliği
Kişinin daha önce keyif aldığı aktivitelerden keyif almaması
Uyku bozuklukları, uyuyamama ya da fazla uyuma
Anksiyete ve suçluluk
Suçlama ve değersizlik hisleri
Azalmış ya da artmış iştah
Bulanık kafa, yavaş düşünceler
Tepki süresinde azalma ve vücut hareketlerinde yavaşlama
Hafıza sorunları ve karar vermekte zorlanma
Aşırı sinirli olma durumu, öfke ve hayal kırıklığı yaşamak
İlişkilerden uzaklaşma
Kendine zarar verme ya da ölümle ilgili düşünceler
Kabul
Travmatik yasın son aşamasında, birey olanları kabul etmeye ve kaybıyla başa çıkmak için yollar bulmaya başlar. Kabul, yas veya kaybın geride bırakıldığı anlamına gelmez. Ancak, bunun kabul edildiği ve artık kişinin hayatındaki travmayı anlamlandırdığı anlamına gelir. Kabul aşaması iyileşme süreci olarak tanımlanır. Bu aşamaya gelen kişi artık travmanın neden olduğu duygu ve düşünceleri işlemiş ve bunlarla başa çıkabilecek hale gelmiştir. Travmayı kabul eden kişi, travmanın yarattığı duygularla daha iyi başa çıkabilir.
Yas aşamaları herkes tarafından aynı sıra ile ve aynı yoğunlukta deneyimlenmez. Bazı bireyler bu aşamalarda yer almayan farklı duygu ve tepkiler yaşayabilirler. Travmatik yasın iyileşme süreci her birey için özneldir ve zaman, destek ve öz bakım gerektirir.
Travma Sonrası Anlam Arayışı ve Travma Sonrası Büyüme
Travmatik yas süreci kişinin kendi varlığını, hayatın amacını ve anlamını sorgulamasına yol açmaktadır. Bu sorgulama, travma sonrası anlam arayışı olarak adlandırılır. Travma sonrası anlam arayışı kişinin yaşadıklarının neden başına geldiğini anlamlandırma çabasıdır. Kişi, yaşadığı travmatik deneyimi ancak yeni bir bakış açısı kazanarak, hayatına yeni bir amaç vererek ve kendini yeniden tanımlayarak anlamlandırabilir. Travma yaşayan kişilerin kimi yas süreci sonucunda hayatı yeniden anlamlandırarak kendilerini daha iyi anlar ve daha sağlam bir ruh yapısına sahip olurlar. Bu sürece ise travma sonrası büyüme denir. Travma sonrası büyüme, travmatik bir deneyimin ardından kişinin psikolojik olarak olgunlaşması, güçlenmesi ve olumlu değişimler yaşaması olarak kavramsallaştırılır.
Kaynak
Hurst, R. & Kannangara, C. (2022). Post-traumatic growth from grief - A narrative literature review. Mental Health and Social Inclusion. 10.1108/MHSI-09-2022-0059.
Comments